31 Mayıs 2012 Perşembe

Yaram ne kanar ne kabuk bağlar

Kasım ayına benzer bir Mayıs gününde güller, leylaklar, akasyalar, ıhlamurlar, sümbüller, erguvanlar çoktan açmışken, bahar bayramı kutlanmışken, hıdırellezde dolmalar sarılmış, gül ağacına dilekler asılmış, ateş üzerinden atlanmışken, sıcak kumsallarda güneşlenmek ve gidilebilecek tatil yerleri düşünülürken,geri dönen gök gürültülü, sonbaharı anımsatan günlerden birindeyiz yine. 

Ihlamurun rahatlatan yumuşacık içimi saran kokusu eşliğinde yürüyorum. İlerledikçe sesini daha rahat duyduğum bir şarkının nereden geldiğini anlıyor ve iyice yaklaştığımda bu kadar ses ancak bir düğün salonundan gelmeliydi diye düşünüyorum ama bilin bakalım o yüksek sesle çevreye de zoraki dinletilen o şarkı nereden geliyor? :

Kızılay'a ait bir Kan alma aracının yerleştiği açık bir alandan, eski belediye önünden. Aracın içinde birkaç kişi uzanmış, kanları torbalara dolarken, bir yandan da şarkıyı dinliyorlar.

Rafet El Roman'ın bir şarkısı bu.Sözleri şarkının yayına verildiği bu yere de o kadar uygundu ki: Senden sonra adlı şarkısı idi duyduğum. sözlerinin bir kısmı şöyle: Yaram ne kanar ne kabuk bağlar... 

Kan veren kişiye bu şarkı ile nasıl bir mesaj veriliyor acaba? :)

"Korkma, alt tarafı minicik bir delik kalacak geriye" mi demek istiyorlar?

Kanamaz fazla, kabuk da bağlamaz...

Bu ilginç tesadüf günüme hoşluk kattı. Bakmayı görmeyi bilirsek kendi hayatlarımıza ufak hoşluklar, espriler katabiliriz. Kabuğumuza büzülüp yaşamı dışarıdan izlemektense gülerek kahkahalar atarak, şarkılar dinleyerek devam ettirmek iyi olmaz mıydı?

Müşerref ÖZDAŞ
31.05.2012

Hiç yorum yok: