30 Ağustos 2014 Cumartesi

Demek ki öyle




Paysages by Nikita
Woman tube by Athe

Thank you





1 (57) (496x500, 456Kb)80284813_1__40_ (430x56, 9Kb)



Demek ki öyle


Demek ki,
tüm sorularını tükettin artık.
Demek ki, 
cevapların çoktan yitmişti.
Bundan böyle,iyisi mi,
sütliman bir eylül kentinde,
sevdiğim deniz kabukları misali
anılar biriktir,
yaşamına tanıklık etsin diye 
sadece...


Yazan:Müşerref Özdaş



80284813_1__40_ (430x56, 9Kb)

Düzenleyen:M.Özdaş
                                                                                        

Yaprağın kaderi




Yaprağın kaderi düşmek olsa da zamanı geldiğinde,



insanın düşmemek elindedir bence. 



Herkesin sığındığı sıcak bir kalp, 



dupduru, sevgiyle bakan



gözler vardır.



Anılarda değil, kalplerde, gözlerde kalabilmek,



güven ister, emek ister... 



4360286_0_530b6_73aab900_S (150x121, 31Kb)

 Güven
değerli bir referans olsa da, 



minik bir toz konduğunda üstüne



anında değer yitiren bir referanstır da...



Prensler kurbağaya, prensesler kül kedisine,



elmaslar kömüre dönüştüğünde



yeni bir masal da yazsan nafile...



4360286_0_530b6_73aab900_S (150x121, 31Kb)
 Nihayetinde


Güven: Anahtar kelime:



soldan sağa, sağdan sola,



yukarıdan aşağı, çapraz... nasıl yazarsan yaz



Beş harfli bir kelime değil sadece.







M.Özdaş







4360286_0_530b6_73aab900_S (150x121, 31Kb)







12 Ağustos 2014 Salı

Beni kategorize etme

DİKKAT!!!
"İnsanlar karşıdakine nasıl davranacağını kestirmek ve kendini girmiş olduğu ilişkide güvende hissetmek için birbirlerini ETİKETLERLER.
Bir çok farklı etiket kullanabilirler. Mesleki bir etiket olarak doktor, öğretmen, mühendis; karşıdakine sizin ile ilgili bir fikir verir. Memleketini sorar insanlar birbirini tanımak ve etiketlemek için. Yozgatlı, Konyalı, İstanbullu. Etiketleme ilişkide rahat hissetmemizi sağlar. Çoğu, özellikle kadınlar için güven ilişki de olmazsa olmaz olduğu için, etiketlemek adına BURÇları kullanırlar.
Hmm demek boğasın, akrepsin! Ne de olsa karşıdakini tanımanın en kısa yolunun onun burcunu bilmekten geçtiğine inananlar var. Dini yahut mezhebi ile etiketleriz. Hangi takımı tuttuğu ile etiketleriz. Etiketleme, davranışlarımızı yönlendirecektir. Etiketler biranda karşıdakinden nefret etmenize yahut ona bir anda bağlanmanıza sebep olabilir. İkisininde sağlıklı olmadığını düşünüyorum.
Sonuçta etiketlerimiz oluşur.
AHMET: Müslüman ama alevi, galatasaraylı, konyalı, evli... Artık kafamız rahattır. Bu etiketlere göre davranırız. Birçok kişi bu etiketlerin etkisinde arkadaş, dost, eş seçer kendine. Nefret eder, kin duyar yahut sever bu etiketlerin etkisiyle.
Etiketlemenin en kötüsü en iğrenci en sığ olanı ise birinin hangi partiye oy verdiğiyle ilgili olanıdır. Öyle ki günümüz Türkiye sinde yukarıda saydığım etiketlerin tamamını göz ardı etmelerine sebep oluyor insanların.
 AKP'li, CHP'li, MHP'li .....
Sizden nefret etme sebebi oy verdiğiniz parti oluveriyor.
Sizi öldürmek isteyebiliyor insanlar bu etiketin etkisiyle.
Senin iyi bir insan olman onun için hiç önemli olmamaya başladı çoktan. 
Sen yalnızca akplisin, chplisin, mhplisin karşıdakinin gözünde.
Bu denli insanların birbirine küfretmesine, kin ve nefret büyütmesine sebep olan bu etiketi KABUL ETMİYORUM. Bir an önce herkes kendine gelmeli. Bu iğrenç etietlemenin dışına çıkmalı. Birinin senden olması için oy verdiği partiye değil, İYİ BİR İNSAN OLUP OLMADIĞINA BAKMALISIN!"

27 Temmuz 2014 Pazar

Bir Gün...




Bir gün, yolunuzu kaybederseniz
Bir çocuğun gözlerinin içine bakın.
Çünkü, bir çocuğun bir yetişkine
Her zaman öğretebileceği üç şey vardır..
Nedensiz yere mutlu olabilmek..
Her zaman meşgul olabilecek bir şey bulmak..
Elde etmek istediği şey için, tüm gücüyle savaşmak.!
Her zaman meşgul olabilecek bir şey bulmak..
Elde etmek istediği şey için, tüm gücüyle savaşmak.!
Paulo Coelho

22 Temmuz 2014 Salı

Kaç fonksiyonlu?



Adı lazım değil, TV’de gündüz kuşağında yer alan bir yemek programı.
Aşçı ilginç olmak adına ne yapacağını şaşırmış durumda.
İlk defa görülen, duyulan yemekler değil hiçbiri ama öyle bir yaklaşımı var ki sanki ilk defa yapılıyor ve dünyanın en nadide yemekleri.


Neyse efendim, köfteler hazırlandı.
Aşçımız anlatmaya devam ediyor : “ Şimdi bu arkadaşları kızgın yağa atıyoruz.”
Börekler hazırlandı, aşçımız diyor ki: “Bu arkadaşları da 180 derece fırına atıyoruz.”
Bir başka yemek hazırlanıyor ve bu defa da  ilginç olmak için  “arkadaş “ kelimesini seçmiş olan aşçımız şöyle diyor:” Bu arkadaşları da kaynar suya atıyoruz.”


Aşçının da arkadaşları ve arkadaşlarına tutumu bir başka oluyormuş demek ki.
En sevdiği arkadaşlarını itina ile hazırlayıp incecik doğruyor, kızartıyor, haşlıyor, kızgın fırına atıyor.
Psikopatça bir arkadaşlık anlayışı olan bu beyefendinin sebze ve meyveler dışındaki gerçek arkadaşlıklarını merak ediyorum. Mutfaktan uzak durmalarını öneriyorum o arkadaşlarına, ne olur, ne olmaz.


Yemek işi bitti, şimdi de sıra marka bir cam kaseyi tanıtmaya geldi. Meğerse o da arkadaşıymış.O arkadaşı da çok fonksiyonluymuş.


Ya sizin arkadaşlarınız kaç fonksiyonlu? :)


M.Özdaş